...alıntı...

"İşin ironik yanı, bu sivri kadını izlerken, birlikte olduğu erkeği sahiden seven tüm kadınların bir olduğunu görüyoruz. Heyecandan saçmalamalar, gurur nedir çoktan unutmalar, ona yemekler yapmak için gereksiz alışverişler yapmalar, sabahın köründe kalkıp adamın kıyafetlerini ütülemeler, bir yandan okul meydanlarında kitleleri harekete geçirmek için çırpınırken, bir yandan da sevdiği adamı elinde tutmak için stilini, hatta kendini toptan değiştirmeye hazır olmalar... Buraya kadar bildiklerimiz içimizi rahatlatıyor, değil mi? İki insan isteyince her şey olur diye düşünerek, kendi karışık kafamızı teselli ediyoruz. Ancak esas soru hala orada duruyor: Özünü nereye gömüyor kişi? Okulun o yakışıklı çocuğu ile apayrı idealleri olan o zor kadın hala aynı insanlar değil mi? Zaman, çevre ve yaşlar değişse de, yeniden bir kavşağa varmayacak mı hayat? Yoksa yeşilçam filmlerinin bize ezberlettiği "ayrı dünyaların insanıyız" klişesinde haklılık payı var mı? Kadın-erkek, ekonomik sınıf, ülke, din, dil, siyasi görüş, yaş, hayata bakış, eğitim, hay huy derken, ayrı ayrı milyonlarca dünya mı var sahiden? Sevmek, iki ayrı dünyanın birbiri içinde eriyip gitmesine yeter mi?"


Yorumlar

Popüler Yayınlar