bugün pazar

Bense dünü pazar sanıyordum. Çevremde de sanki pazar günündelermiş gibi hisseden az değildi. Neyseki pazartesiye bir gün daha var. Gerçi memnunum okulun başlayacak olmasından. Kendimi boşlukta hissediyorum böyle. Sınıftakilerle kaynaşalım istiyorum. İlişkiler sene ortasında, sonunda veya seneye nasıl olacak çok merak ediyorum. Kimler birbirine gıcık, dost, can ciğer kuzu sarması olacak acaba? Ben acaba dost edinebilcek miyim? Sınıftan yani. Çünkü içlerinde en büyük benim. Bunu sorun ediyorum. "Yaş herşey demek değil." diyorum bir yandan, ama "Kendimden küçük biriyle nasıl dertleşebilirim ki?" diye düşünmeden de edemiyorum. Sonra böyle düşündüğüm için kendime biraz gıcık oluyorum. Niye kendimi büyütüp onları küçümsüyorum ki? Öyle bir fikir verirler ki bana apışıp kalabilirim de. Öyle değil mi?

Okula girmeden önce konservatuarda okuyanların kendini bilmiş havaları ve gösterme çabalarını anlamazdım. Bana mantıksız ve itici gelirdi. Şimdi ise ben de onlar gibi oldum ve olayının aslının öyle olmadığını anladım. Durum şu ki: Sınıftakilerle beraberkenki sürekli bir oyun oynama, taklit yapma vb hali diğer arkadaşlarınla olduğun zamana taşıdığında benim itici bulduğum durum ortaya çıkıyor. Halbuki olay kendini göstermeye çalışmak değil. Çünkü doğal ortamındayken (sınıftakilerle birlikteyken) yaptığın hiçbir şey tuhaf kaçmıyor, hatta sönük bile kalabirlisin. Ama bunu normal hayata taşıdığında insanlar bu kadar kendilerini ortaya koyarak yaşamadıkları için aralarında tuhaf kaçabiliyorsun. Bilmem anlatabildim mi?

Bu arada geçen hafta uzatmaya çalıştığım saçlarımı kestirdim. Amacım sadece boyundan biraz kısaltıp üst kısımlarına biraz daha kat vermek iken kuaför, her kuaför gibi, haşırt diye kesti saçlarımı. Gerçi kötü olmadı da istediğim gibi olmadı. Neyseki beğenmeyen yok. Herkes "Yakışmış." diyo. Öyle olsun bakalım. Alıştım sayılır. Kestirdiğimin ilk günü arkadaşlarımın doğumgünü için dışarı çıkmıştık. Tuvalete gittiğimde aynaya bakınca "Kim bu?" demiştim. Birkaç gün dışarıdan nasıl gözüktüğümü gözümün önüne getiremedim. Hani insan dış görünüşünü bilir ya, ben bilemedim. Sık sık aynaya bakıyorum artık. Bir uzatabilsem Rapunzel gibi. O kadar değil de... Köprücük kemiklerimin altına kadar uzasın istiyorum. Bir de heyecan istiyorum hayatımda. HEYECAN! Kalmadı. Heyecanım kalmadı. Neler vermezdim ki hayatımda heyecan olması için.

Yorumlar

Popüler Yayınlar