Ne yapayım ki...

Bu sessizlik hayra alamet değil. Görüyorum da sinyalleri. Aslında birşeyim yokmuş gibiyim ama bir bakıyorum, bıraksalar volkan gibi patlayacağım. Yani, o derece olmasa da patlayacağım. Şaşırdım fark ettiğimde. Ama fark etmişlik pek işe yaramıyor şu anda. Ne yapacağımı bilmiyorum çünkü. Yani tepkiliyim ama tepkimi yöneltmem gereken kişinin psikolojisi, sıkıntısı benden beter. Dolayısıyla içim elvermiyor tepkimi yöneltmeye.

Ben de öyle, içimde giderek kabaran öfke, sıkıntı her neyse onunla, sessizliğim arasında sıkışıp kalıyorum.

O yüzden;

"Sıkkınım
Sıkkınsın
Sıkkın..."

ya da

"Sıkıntı, sıktığı kişiyi sıkar." ya da "Herkesin sıkıntısı kendine." Çünkü herkesin derdi var ve birininki ötekine-veya hatta kendine bile- anlamsız veya o kadar da büyütülecek birşey değilmiş gibi gelse de fark etmiyor. Çünkü 'Ateş düştüğü yeri' hesabı, sıkıntı da sıktığı kişiyi sıkıyor. Nokta.

:P

Yorumlar

Popüler Yayınlar